16 Ağustos 2011 Salı

anlamlandırmak adına

her şey can sıkıntısıyla başladı öylesine yani dediğim olaylar üstüne gelişti tam tamına 15  dakika önce.şaşkınım..
kendini geliştirebilmek ya da ifade edebilmek adına verilmiş çabaları görünce sevindim.
insanın televizyonla internetle kafayı bozduğu kendini kaybettiği bi dünyada bu söylediğim kafa bozukluğunda bir numarayı çeksem de benim de şikayetlerim yakınmalarım var..
insanın kendi benliğine yetememesi ne kötü bi şey diye düşündüm bi an(bu konuya fazla takılmayacağım)
gece evet bugün böyle yapacağım diye kesin verdiğin bi karala yatmak sabah uyandığında ise evren sanki her şeyi senin kararına bağlamış olayı anında puuuff geceden verdiğin karara uymamak zorundasındır.evet zorundasındır!
bu kez elinden gelen hiç bir şey yoktur..ama bi adım attın diye düşünüyorum.vesselam.

hani sıla diyor ya: 'yere batsın faturası malı mülkü' hah işte hayatı bu kafada yaşamak istercesine (evet kafa nereye biz oraya) sanki bi şeyler sana bu kafayı yaşatmıyor ya o anda hiç bir şey düşünmeden bi küfür dümdüz gitmek istersin ama gidemezsin hooop dikkat orda da bi yokuş!Aman diyim dikkat et yokuşlara takılıp düşecek havada değilsin-dir-.bi de şöyle bi olay vardır a be adam-madam istediğin kafayı yaşayamıyorsan -şartların olgunlaşmamışsa- o süreçte boş boş durmana ne hacet! şu an düşüne düşüne yazmak istesem de pek mümkün olmuyor,sanki çevremde dolanan annem bu duruma bile engel oluyor.nasıl bi psikolojiye girdiysem-girdirdilerse-.zaten daldan dalayım yazarken..hayata dair ertelenen plamlar vardır ya yok ya ben pek beceremiyorum ertelemeyi yapcaksam o an yoksa ertesinde yüzüne bile bakmıyorum o planların.mesela bu dandik yazıyı bile yarıda bırakmak istemiyorum.o kadar çok yarım kalan yazılar var ki...! =o

az önce annem çevremde dolanırken demişken aklıma bi de 'çevre'mevzusus takıldı.çevremizde hep bi çevre arıyoruz kanımca insan olmanın getiridiği bi gerek olaraktan.pekala insan olmanın bize bahşettiği gerekli olan şeyler içine biz neden gereksiz olanları özenle seçip koyuyoruz! evet müdahale edilmesi muhakkak bi sorun!en kısa zamanda..hayat senin hayatın demi sonuçta ama hep başkalarının kafasında aslında bize pek de ait olmayan hayatlara bi dur demenin zamanı geldi de geçiyor demek istemiyorum geçmeden bir şeyler yapmak gerek!Aa tabi unutmusum,nasıl unutururm! hani sen artık kafanı yaşamaya karar vermişsindir ya bir takım düzenlemeler yapmaya başlamışsındır.yukarıda da belirttiğim gibi.karalar almak uygulamak çevrene el atmak gibi.kendini dışlarsın o çevreden iyi olcağını düşünerekten ve mutlu olursun da aynı zamanda.haydii şimdi gel de yine anasını avradını saygıyla anmaktan uzak dur.neymiş efendim sana o havalar yararmamış nolmuş sana çok değişmişsin bi yerlerin kalkmış..ulan bilmem ney bilmem ney(bip geçtim sayın) evet bazen bazılşarımız aldığımız kararlara bu tür tepki veriliyor diye biz de tabi karşımızdakini kıramayacağımız düşncesiyle akıllarımızı kullanmktan yoksun bırakılıyoruz.evete bırakılıyoruz dedim kim tarafından peki?tabi ki düpe düz kendi tarafından.netice itibariyle hayat senin,kararlar da sana ait olmalı,kendi hayatını kurmalı kendi hayatını kendi aldığın kararlarla yaşamalısın..
heh zor da olsa biraz farkındalık durumu,farkındalık güzel bir şey!
Saygılar.
(hatalarla dolu bir yazı)

2 yorum:

  1. Öncelikli olarak, yeni bloğun hayırlı olsun :).

    Zaman ve şartlar elverdiği müddetçe, gönderilerini yorumlamaya çalışacağım...

    ****

    ''pekala insan olmanın bize bahşettiği gerekli olan şeyler içine biz neden gereksiz olanları özenle seçip koyuyoruz!''

    ****

    dizesi, benim de kafamda soru işaretlerini çakıştıran / nidaları sıklaştıran bir hususu ihtiva ediyor.

    Aslında ''Benim tercihim'',''Benim anlayışım'' desekte, sistemin işleyen çarkı içerisinde sahiplendiğimiz tüm değer ve düşüncelerimiz,

    sistemin bizlerde oluşturmayı başardığı değerler ve düşünceler oluyor.

    Kısaca biopsikososyal -canlı bilimini, ruh bilimini ve toplum bilimini muhtevasında barındıran mutena bir kavram- dengemize doğrudan olmasa da dolaylı yönden hükmediliyor.

    Senin yazmış olduğun düşüncenin istikametinde ilerleyecek olursakta;

    Gerekli olanların içerisine (+) Gereksiz olanları (-) biz değil de, bizi boyunduruğu altına almayı başarmış sistem yerleştiriyor.

    Şunu da yadsıyamayız ki, insanoğlu muazzam bir varlıktır!

    Kendisine pusu kuran, kendisine zararlı olabileceğini saptayan, kendisini alçaltan, karakterini enseleyen, mizacını zedeleyen, tabiatını örseleyen...

    ve bütün bunlar gibi negatif değerdeki her şeyi öteleyebilir ve hatta yok edebilir.

    Öyle ki;

    Akıl, ruh ve beden kombinasyonunu ciddi manada dengede tutabilen ve tekamüle erdirebilen bir birey ''fevkalbeşer'' statüsüne dahi nail olabilir.

    ****

    Elimizde olmayan hiçbir şey yok. Lakin ellerimizde olmayan da çok...

    Yani bilincinde olan kitle azınlığı oluşturuyor.

    O'nlarda ütopik sosyalist olarak adlandırılıyorlar...

    Büyük hatta devasa bir kitlede sistemin işleyen çarkları arasında, viskozitesi düşük bir yağ gibi salınıyorlar.

    ****

    Bakalım bu özünden sıyrılmış, kimliksiz ve nesneleştirilmiş panoramik yaşantıyla nereye kadar gidebileceğiz.

    Herkesin neticeye kavuşmasını beklediği gerçekte bu değil mi?

    Maatteessüf, evet!

    ****

    Saygı ve Sevgilerle...

    YanıtlaSil
  2. teşekkür ediyorum ben de öncelikle :)

    evet yaşamımıza el atan bir sistem var.ayrıca yaşamımızın taa içerlerine kadar girerken yaptığı kibarlık da ayrı bir mevzu.sistemin güya şöyle bir kibarlığı var herkes karar vermekte özgürdür..

    ben demiyorum ki hayır hiç bir sistem gözetmeyelim yahut hiç bir kural benimsemeyelim.aksine toplumsak eğer tabiki de kurallarmız olacaktır.



    evet zaten dediğniz gibi insan aklı ile çok şey başarabilir kullanmayı bildiği müddet.

    YanıtlaSil