9 Mart 2012 Cuma

Hayatlarımız asla sıradan değiller.
Onlara çok önemsizlermiş gibi muamele yapmak,sanki bize çok yakışıyormuş gibi tüm tavırlarımız..

Lakin gelin görelim,bakalım,hayatımıza bir göz atalım.
Hepiniz değilse bile bir çoğumuz aynı hayatlara sahibiz.
Evet tam da buradan başlamalıyım bence.Sahip olmak,sahibiz..
Evet ya bu hayat bize sunuldu ve sunulduğu süre içersinde sahibi ise bizleriz.Bunu biliyoruz tabiiki de niye laklak yapıyorum burada!? Evet bilmediğiniz ya da bilmediğimiz şeyler değil bunlar lakin biraz daha dikkat isteyen biraz daha önem isteyen mevzular..
Sıradan sanıyoruz,neyi be!? hayatımızı..ohaa lan ne kadar aşmışız biz! Hayat bu boru değil..
Çoğunu kendi üstüme almalıyım..
Diyelim,hayatın monotonluk listelerinde hep başı çekiyordu,bununla yetinmiyormuş gibi sıradan insanları pat diye sıradan sandığın hayatına getirdin..Ne rahatlıkmış anlamıyorum..Tamam geçelim orayı;her şeyi unutup yeni bir hayata başlamaya çalışıyorsun diyelim,evet dedik bile..Hatta hayatı bile değiştirdik..Ama hala aynıysa her şey,hiçbir şey farklı değilse,sorun hayat değiştirmek falan değil sanırım önce fikirlerinle bütünleşmek asıl mevzu..Kafa nereye biz oraya mantığına bürünüp yaşamalısın sadece, eğer kafana çok güveniyorsan..Öncelikle de kafaya yatırmak lazım bir şeyleri..
Falan,filan..
Hayat bu boru değil..Kaç kez gelcez sanıyorsunuz,come on!! (=

18 Eylül 2011 Pazar

Bakar Bekar Körler!

Sönmeye yaklaşmış ateşin közlerini üfleyerek yakmaya çalışırsan bir zamanlar gözünü kör eden o ateş bu kez gözlerini yakabilir..ve ben bunu hiç istemem.
Göreceme göre kör insanların bazı olaylar körelmeden bakar körlükten çıkışması umudu ile tüm sevgilirimle.


Yalan

"Hesapsız açar baharlar pembeyi
Açmadığın dalda sözün geçermi
Dünyada ölümden başkası yalan..." 
Candan Erçetin'in bu şarkısı gelir ne zaman hüzünlensem yahut depresyona girsem.Ya da tam tersi şekilde bir şeylerden kurtulmak için de aynı şekilde bu şarkının yardımını yadsıyamam..
Bazen insan şarkının moduna kaptırma anında her şeyi boş verebiliyorken yine bu şarkıyla her şeye dört elle sarılabiliyor.Yani tabii bence.Ya da yükselen burcumun ikizler olmasından kaynaklı bir durum mu bilememekteyim (:
Ayrıca o denli beni ikileme sürükleyen bir şarkı dinlerken aklıma geldi (: 
İkilemlerle yaşamak hiç bir zaman peşimi bırakmayacak gibi(=
 



16 Ağustos 2011 Salı

anlamlandırmak adına

her şey can sıkıntısıyla başladı öylesine yani dediğim olaylar üstüne gelişti tam tamına 15  dakika önce.şaşkınım..
kendini geliştirebilmek ya da ifade edebilmek adına verilmiş çabaları görünce sevindim.
insanın televizyonla internetle kafayı bozduğu kendini kaybettiği bi dünyada bu söylediğim kafa bozukluğunda bir numarayı çeksem de benim de şikayetlerim yakınmalarım var..
insanın kendi benliğine yetememesi ne kötü bi şey diye düşündüm bi an(bu konuya fazla takılmayacağım)
gece evet bugün böyle yapacağım diye kesin verdiğin bi karala yatmak sabah uyandığında ise evren sanki her şeyi senin kararına bağlamış olayı anında puuuff geceden verdiğin karara uymamak zorundasındır.evet zorundasındır!
bu kez elinden gelen hiç bir şey yoktur..ama bi adım attın diye düşünüyorum.vesselam.

hani sıla diyor ya: 'yere batsın faturası malı mülkü' hah işte hayatı bu kafada yaşamak istercesine (evet kafa nereye biz oraya) sanki bi şeyler sana bu kafayı yaşatmıyor ya o anda hiç bir şey düşünmeden bi küfür dümdüz gitmek istersin ama gidemezsin hooop dikkat orda da bi yokuş!Aman diyim dikkat et yokuşlara takılıp düşecek havada değilsin-dir-.bi de şöyle bi olay vardır a be adam-madam istediğin kafayı yaşayamıyorsan -şartların olgunlaşmamışsa- o süreçte boş boş durmana ne hacet! şu an düşüne düşüne yazmak istesem de pek mümkün olmuyor,sanki çevremde dolanan annem bu duruma bile engel oluyor.nasıl bi psikolojiye girdiysem-girdirdilerse-.zaten daldan dalayım yazarken..hayata dair ertelenen plamlar vardır ya yok ya ben pek beceremiyorum ertelemeyi yapcaksam o an yoksa ertesinde yüzüne bile bakmıyorum o planların.mesela bu dandik yazıyı bile yarıda bırakmak istemiyorum.o kadar çok yarım kalan yazılar var ki...! =o

az önce annem çevremde dolanırken demişken aklıma bi de 'çevre'mevzusus takıldı.çevremizde hep bi çevre arıyoruz kanımca insan olmanın getiridiği bi gerek olaraktan.pekala insan olmanın bize bahşettiği gerekli olan şeyler içine biz neden gereksiz olanları özenle seçip koyuyoruz! evet müdahale edilmesi muhakkak bi sorun!en kısa zamanda..hayat senin hayatın demi sonuçta ama hep başkalarının kafasında aslında bize pek de ait olmayan hayatlara bi dur demenin zamanı geldi de geçiyor demek istemiyorum geçmeden bir şeyler yapmak gerek!Aa tabi unutmusum,nasıl unutururm! hani sen artık kafanı yaşamaya karar vermişsindir ya bir takım düzenlemeler yapmaya başlamışsındır.yukarıda da belirttiğim gibi.karalar almak uygulamak çevrene el atmak gibi.kendini dışlarsın o çevreden iyi olcağını düşünerekten ve mutlu olursun da aynı zamanda.haydii şimdi gel de yine anasını avradını saygıyla anmaktan uzak dur.neymiş efendim sana o havalar yararmamış nolmuş sana çok değişmişsin bi yerlerin kalkmış..ulan bilmem ney bilmem ney(bip geçtim sayın) evet bazen bazılşarımız aldığımız kararlara bu tür tepki veriliyor diye biz de tabi karşımızdakini kıramayacağımız düşncesiyle akıllarımızı kullanmktan yoksun bırakılıyoruz.evete bırakılıyoruz dedim kim tarafından peki?tabi ki düpe düz kendi tarafından.netice itibariyle hayat senin,kararlar da sana ait olmalı,kendi hayatını kurmalı kendi hayatını kendi aldığın kararlarla yaşamalısın..
heh zor da olsa biraz farkındalık durumu,farkındalık güzel bir şey!
Saygılar.
(hatalarla dolu bir yazı)

28 Temmuz 2011 Perşembe

Hükmetmek ya da etmemek?

Hakim olmak:Buyruğunu yürütmek,egemenliğini sürdürmek,etkili olamak,hükmetmek.Bir şeyi denetimi altında tutmak..
Tanımını hepimiz biliriz.
Ama nedense hep somut bir şeylere hükmetmenin peşindeyizdir.Neden?
Bence insan olmakla alakalı bu konu,benliğiyle yani..
Hani sığmaz ya insan benliğine büyür büyür o kadar büyür ki özleri hiç hoş olmayan sözleri de büyür.İşte o zaman hakim olma arzusu dolar taşar.-Ve yine- İşte asıl hatası bundan sonradır..Neye hakim olmalı insan?Bu konuda tökezleyip düşmekte-yiz-dir.Bu durumda hakim olunacak öyle çok şey var ki...Tercih meselesi neye hükmetmek gerektiğini sen belirlersin.Mesela bazıları birilerine hakim olmak ister hani kensisi büyüdü ya diğerleri onun için küçücüktür tabii yaa neden olmasın bir büyük olarak! küçük gördüğüne hükmedebilir.(hoş bu kendi gözündeki büyütme kriteridir aslında)Daha doğrusu hükmetmeye çalışır aslında bizim bu uyusun da büyüsün derken dozunu fazla kaçıran arkadaş.Evet sadece hükmetmeye çalışır ki yemezler..Baktı ki nafile içinde patlayacak bu hükmetme arzusu napim napim derken bi de bakıyosun vayy canına bi sen akıllısın ya hemen bi ara tafra ve ardından bir küp..Sinir küpü..Al işte uyuyup büyüyemeyen sevgili küpümüz illa ki bir şeylere hükmetmek istiyorsan sen şu sinirine hükmet,kendine söz geçir.Aksi takdirde başkaları sana geçirecek.Hem de fena..

sadece şu an anlamlandıramıyorumm

Neyi anlamlandıramıyorum acaba diye sormuyorumda değil kendime..
Anlamların gözümüze sokulup durduğu bir evrende acaba insan neyi anlamlandıramaz?
Bir boşluktadır napacağını bilemeden bom boş yaşarken bi de tutturur anlam veremiyorum diye oysa ki anlamın nasıl verileceğini çok iyi bilmektedir kendisi de..
Sadece galiba olup bitene anlam verememekte ya da kişilere ama niye bu kadar şaşırıyor ki en neticesinde alışmadı mı dönen dönme dolaplara evet evet gayet iyi alıştı aslında taa çocukluğunda tanıştı.
Ama keşke demiyor da değil zaman zaman...Keşke çocukluğundaki dönme dolaplara tıpa tıp benzemesi şu anın dönen dolapları..İkisi de baş döndürür,mide bulandırır...Tek bi farkının olduğunu düşünüyorum birinden keyif alırken diğerinden tiksinmek gibi...Salıncaklara da pek takıntılıyım..Ooo salıncak yaşasın tuğba sallanacak derdim ve yine keşke eskisi gibi diyebilsem..Salıncak sonuçta çocukken güzeldi..Artık şu an biliyorum ki sallanırken bile arkandan iteleyen birileri var...